İlyas Tekin


BERAT GECESİ

“Üç Aylar” diye bilinen mübarek ayların ortasındayız. İlk Cuma gecesi Regâib ve son haftası, (27. Gecesi) Mirâç gecesi olan Receb ayını geride bıraktık. Şimdi Şaban ayındayız. Berat Gecesi, Şaban ayının 15. gecesi


BERAT GECESİ 

           “Üç Aylar” diye bilinen mübarek ayların ortasındayız. İlk Cuma gecesi Regâib ve son haftası, (27. Gecesi) Mirâç gecesi olan Receb ayını geride bıraktık. Şimdi Şaban ayındayız. Berat Gecesi, Şaban ayının 15. gecesi. "Peygamberimizin Ayı" olarak vasıflandırılan Şaban ayı ile bu ayın tam ortasında bulunan Berat gecesi çok faziletlidir. Zira Şaban ayının tamamı faziletlidir. Peygamberimiz Ramazan'dan sonra en çok bu ayda oruç tutardı. 

Nitekim Hz. Âişe (ra) validemiz, şöyle anlatıyor: 

"Resülüllah'in Ramazan ayından başka hiç bir ayı baştan sonuna kadar oruçlu geçirdiğini görmedim." 

"Şaban ayında oruç tuttuğu kadar, başka hiç bir ayda oruç tuttuğunu görmedim." 

"Şaban ayını, pek az günü müstesna, oruçlu geçirir; hatta (bazen) Şaban ayında baştan sona kadar oruç tutardı."1 

Bunlar yüce Allah’ın (cc) kullarına bir lütfü. İstiyor ki, kulları bunları vesile kılarak tövbe istiğfar etsinler, daha çok ibadet ve iyilik yapsınlar. Ama altının kıymetini sarraf bilir.

Demek ki yine bir kandil gecesinden bahs edeceğiz. Çünkü az da olsa bazı ilahiyatçılılar, kandil gecesinin olmadığını, bunun Osmanlı Padişahı II. Selim döneminde (1566-1574)  bu gecelerde minarelerde kandil yakılmasıyla başladığını söylüyorlar. Epeyce tahribat yaptılar, maalesef azımsanmayacak sayıda buna inanan da var. Bozmak kolay ama yapmak zordur. Hiç şüphesiz ki bunlar doğru değildir ve mübarek gün ve geceler vardır. Aslında iddiada çelişkinin olduğu açıktır. Eğer yok idiyse, neden bu gecelerde minarelerde kandil yakıldı? Bunların var olduğunu yazmaya-söylemeye devam edeceğiz. Mübarek aylar, gün ve geceler sevgili peygamberimize, hatta Âdem (as)’a kadar dayanır.

Berat, kelime olarak "beraat etme, temize çıkma, ceza ve sorumluluktan kurtulma" demektir. Bu gece de (kul hakkı hariç) günahlardan kurtulma gecesidir. Hz. Ali (kv)'nin rivayet ettiği bir hadisi şerif şöyle: 

"Şaban ayının yarısı olduğu zaman, o geceyi ibadetle ihya edin, gündüzün de oruç tutun. Çünkü Hz. Allah, o akşam güneşin batmasıyla birlikte, dünya semasına tecelli eder ve şöyle buyurur: 

'İSTİĞFAR EDEN YOK MU, ONU AFFEDEYİM, RIZIK ISTEYEN YOK MU, ONA RIZIK VEREYİM, HASTALIKTAN KURTULMAK ISTEYEN YOK MU, ONA SIHHAT-AFİYET VEREYİM. VAR MI Kİ VAR MI Kİ?" diye sabaha kadar devam eder."2 

  1. Berat Gecesi, 5 sebepten dolayı faziletli: 

Bu geceyi diğer gecelerden faziletli kılan 5 sebep vardır. Ki, bunlar da âyeti kerime ve hadisi şeriflere dayanır.3 

 1: Hikmetli her işin bu gecede tefrik ve vazife sahiplerine tevdi edilmesi. Bir sene içerisinde meydana gelecek olaylar (kimler ölecek, kimlerin başına neler gelecek vs.)’ın ve bütün işlerin yazılmasına bu gece başlanır ve Kadir gecesinde tamamlanarak ilgili meleklere verilir.4

 Duhân süresinin ilk 5 ayeti kerimesinde geçen "Mübarek Gece" ve "Hikmetli her iş bu gecede ayırt edilir." cümlesi, hem Kadir gecesine ve hem de Berat gecesine işaret sayılır.5  

 Ömer Nasuhi Bilmen bu geceyi şöyle özetler:

Leylei Beratta mahlûkatın bir sene içindeki rızıklarına, zengin veya fakir, aziz veya zelil olacaklarına, ihya ve imate edileceklerine (doğacak ve öleceklere), ecellerine ve hacıların adetlerine dair tarafı ilâhiden meleklere malumat verileceği beyan olunmaktadır.6

2: Bu gecede yapılan ibadetlerin çok faziletli olması. Hz, Âişe (ra) validemizin beyanına göre: "sevgili Peygamberimiz bu gece sabaha kadar ibadet yapar, secdeye kapanarak dua ederdi ve Hz. Allah, Benikelb kabilesinin koyun sürüsünün tüylerinden daha çok insanı affeder" buyurdu.7 

Benikelb, o devirde koyun sürüsü en çok olan bir kabile olarak bilinir. O devirde belki o kadar Müslüman da yoktu, ama ilerde sayılarının artacağını ve bu kadar insanın affedileceğini müjdeler. Kul hakkına yüce Allah (cc) karışmaz; onu ancak hak sahibi affeder. Öbür tarafa kalırsa, orada haklar mutlaka sahiplerine verilir. 

3: Bu gecenin akşamdan sabaha kadar rahmet olması. Yukarıdaki hadisi şerifler buna işaret eder. Buna bağlı olarak dünyadaki en güzel su olan Zemzem suyunun artması da bu gecenin özelliklerindendir.8 

4: Bu gece umumi af ilan edilmesi. Yukarıdaki hadisi şerifte bu izah ediliyor. Ancak bu gece ilan edilen umumi aftan bile yararlanamayan bazı kişiler vardır. Bunlar şunlardır: 

Müşrik (Allah'a ortak koşan)'ler, kâhin (gaybden haber veren)'ler, sihir yapanlar, çok kindar olanlar, içkiye düşkün olanlar, zina yapanlar ve anne-babasına asi olanlar, bu gecedeki aftan bile yararlanamazlar.9   

 5: Peygamberimize şefaatin tamamının verilmesi. Çünkü O, ümmetine şefaat etmek için Rabbimize yalvarmış ve bu ayın 13. gecesi üçte biri; 14. gecesi üçte ikisi ve 15. gece de tamamına şefaat etme hakkı verildi.10 

 Dolayisiyla sevgili Peygamberimiz, Hz. Allah (cc)'ın izniyle, yine O'nun izin verdiklerine şefaat edecektir. Şefaat, bazılarının zannettiği gibi, asla torpil değildir. Ama şefaati inkâr edenlerin, bu geceleri de inkâr etmesi normaldir.  

  1. Bu gece namaz kılmak: 

Şüphesiz ki, bu gece mümkün olduğu kadar namaz kılmak, gündüz de oruç tutmak (yukarıdaki) hadisi şerifte tavsiye edilmiştir. Gün, akşamdan başladığı için, gündüzü o geceyi takip eden gündür. Ama öncesinde de oruç tutmak sevaptır. Bazı âlimler: “ bu gecede kılınacak namazın en azı iki, ortası yüz ve en fazlası da bin rek’attır.” demişlerdir.11  

Hadisi şeriflere uygun olarak, (Minarelerde kandil yakılmaya başlandığı II. Selim devrinden itibaren değil) ashabı kiramdan itibaren bu gece Müslümanların kıldığı ve "Hayır Namazı" dedikleri 100 rek'at bir namaz vardır.12  

 En fazlası budur zaten, diğerleri 4-12 rek’at. Her rek'atte bir Fâtiha ile 10 İhlâs okunur ve 2 rek'atte bir selam verilir. Arzu edenler her rek'atte bir Fâtiha ve 100 (yüz) İhlâs okuyarak 10 rek'at da kılabilirler. Yahut her rek’atte 50 İhlâs okunursa, o zaman 20 rek’atte tamamlanır. Önemli olan bu namazda 1000 (bin) İhlâs süresinin okunmasıdır. Kim ne kadar kılabilirse kılar ve kıldığının sevabını alır. Kılan kılar, kılmayan kılmaz.  

Bu namaz birçok kaynakta yer almaktadır.13 Bunlara bid'at diyenlerin biraz daha ileri gidince neleri inkâr edeceği belli olmaz! Merhum Hamdi Yazır’ın ve İsmail Hakkı Bursevî hazretlerinin tefsirlerinde bu namazla ilgili naklettikleri bir hadisi şerifle noktalayalım: 14 

"Her kim Berat Gecesinde yüz rek'at namaz kılarsa, Hz. Allah ona yüz melek gönderir. Bunlardan otuzu onu cennetle müjdeler, otuzu cehennem azabından korur, otuzu dünyada başına gelebilecek bela ve musibetleri defeder, onu da Şeytanın hile ve vesvesesinden onu muhafaza eder."15

Berat gecemiz mübarek olsun. Yüce Allah (cc), ülkemizi, vatanımızı, milletimizi her türlü tehlikelerden muhafaza eylesin.

1      Buharî, savm, 53; Müslim, Sıyam, 176; Tirmizî, savm,36; Ebû Dâvûd, savm, 59; İbni Mâce, 

           Sıyam, 30; Münzirî, et- Terğîb vet-Terhîb, Kahire 1937, c:2, s: 240-241.

 2     Tirmizî, Savm, 38; İbni Mâce, ikame, 191; bkz. Fetvâlar, DİB, İstanbul 2019, s: 158.

3      Yazır, Hamdi, Hak Dini Kur'an Dili, İstanbul 1971, c: 6, s: 4293-4294; Bursevî, İsmail Hakkı, Rûhul-Beyan Tefsiri, İstanbul 1969, c: 8, s: 403. 

4      Yazır, Hamdi, Hak Dini Ku'an Dili, İstanbul 1971, c: 6, s: 4295; Bursevî, İsmail Hakkı, Rûhul-Beyan 

           Tefsiri, İstanbul 1969, c: 8, s: 404 

5        Yazır, Hamdi, Hak Dini Kur'an Dili, İstanbul 1971, c: 6, s: 4293; Bursevî, İsmail Hakkı, Rûhul-Beyan Tefsiri, İstanbul 1969, c: 8, s: 402; Beydâvî, Kadî Beydâvî tefsiri, Kahire 1964, c: 2, s: 200. 

6       Bilmen, Ömer Nasuhi, Büyük İslâm İlmihali, İstanbul tarihsiz, s: 205. 

7       Tirmizî, savm, 38; İbni Mâce, ikame, 191; Ahmed bin Hanbel, 6/176, 238; Münzirî, et- Terğîb

            vet-Terhîb, Kahire 1937,  c:2, s: 241; Yazır, Hamdi,  Hak Dini Kur'an Dili, İstanbul 1971, 

            c: 6, s: 4293. 

8      Yazır, Hamdi, Hak Dini Kur'an Dili, İstanbul 1971, c:6, s:4293-4294; Bursevî, İsmail Hakkı, Rûhul-

            Beyan Tefsiri, İstanbul 1969, c: 8, s: 403- 404 

9       Yazır, Hamdi, Hak Dini Kur'an Dili, İstanbul 1971, c:6, s:4293-4294; Bursevî, İsmail Hakkı, Rûhul-

           Beyan Tefsiri, İstanbul 1969, c: 8, s: 404; Münzirî, et- Terğîb vet-Terhîb, Kahire 1937,  c:2, s: 

          241. 

10       Bursevî, İsmail Hakkı, Rûhul-Beyan Tefsiri, İstanbul 1969, c: 8, s: 404; Yazır, Hamdi, Hak Dini Kur'an Dili, İstanbul 1971, c:6, s: 4294; Münzirî, et- Terğîb vet-Terhîb, Kahire 1937,  c: 2, s: 24.

11      Bursevî, İsmail Hakkı, Rûhul-Beyan Tefsiri, İstanbul 1969, c: 8, s: 403.

12       Bursevî, İsmail Hakkı, Rûhul-Beyan Tefsiri, İstanbul 1969, c: 8, s:  403. 

 13      Yazır, Hamdi, Hak Dini Kur'an Dili, İstanbul 1971, c:6, 4293; Bursevî, İsmail Hakkı, Rûhul-Beyan

           Tefsiri, İstanbul 1969, c:8, s: 403; Mehmed Zihni Efendi,  Nimeti İslâm, İstanbul 1971, s:326-327; Bilmen, Ömer Nasuhi,  Büyük İslâm İlmihali, İstanbul tarihsiz, s: 205; Ebu’l-Berekât Hasan bin 

            Ammâr bin Ali eş-Şürünbülâlî, Merâkıl-Felâh, İstanbul 1335, s: 74; İmam Gazâlî, İhya T, İstanbul 

            1973, c:1,  s:555-556, 1039; Mehmed Rahmi Efendi, Tefcîrüt-Tesnîm fî kalbin selîm, İstanbul 

             1965, s: 207-208 

 14       Daha geniş bilgi için bkz. İlyas Tekin, Şaban Ayı ve Berat Gecesi, Türkay dergi, Nisan 2020, sayı: 

             32.

15       Yazır, Hamdi, Hak Dini Kur'an Dili, İstanbul 1971, c: 6, 4293; Bursevî, İsmail Hakkı, Rûhul-Beyan 

            Tefsiri, İstanbul 1969, c: 8, s: 403