AMELLER NİYETE GÖREDİR
Merkezi Kahramanmaraş’ın Pazarcık İlçesi olan ve on ili kapsayan deprem nedeniyle ilgili TV kanallarının ortak yayınlarında yapılan depremzedelere yardım ve destek kampanyası duygu dolu sahnelere sebep oldu.
Bu aziz milletin içindeki hamiyeti diniye ve milliyesini her insaf ve vicdan sahibi kimselerin takdir etmemesi düşünülemez. Herkes gücü ve dilediği kadar bu kampanyaya destek olmaya çalıştı. Elbette kimse kimseyi bir yere yardım etmeye zorlayamaz ve zorlamak da gayri ahlaki bir davranıştır.
Bu kampanyanın öncelikle müspet yönüne bakmalıyız. Sosyal medyada, 'kampanyada şunlar yoktu, bunlar yoktu' gibi paylaşımları şahsen doğru bulmuyorum. İsteyen yapar isteyen yapmaz. Yapmadı diye kimseyi eleştirmek doğru değildir. Ancak şu var ki, bazıları hiçbir şeye katkısı veya hayrı olmadığı halde oturduğu yerden devleti veya bazı kurumları suçlaması veya eleştirmesi de en azından ahlaksız bir davranış biçimidir. Bunların en çirkini de siyasi rant devşirme telaşına girmektir.
Diyelim ki önümüzde bir anda bir trafik kazası oldu ve bu kazada can ve mal telefi olmuş. Burada yapılacak ilk iş suçlu aramaktan ziyade oradaki ölü veya yaralıyı en kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna yetiştirmek ve oradaki trafiği engelleyecek enkazı kaldırmaktır. Sonra da kusuru olanları yetkili kimseler araştırıp gerekeni yapmasıdır. Eğer siz ölü ve yaralının ve de enkazın başında, ‘sen suçlusun, sen kusurlusun’ gibi eleştiriler yapmak doğru bir davranış değildir.
Şimdi ben fitneye sebep olmaması bakımından isim vermeyi kendimce uygun bulmuyorum. Lakin bazı kimseler ve özellikle de bazı STK temsilcileri sosyal medyada depremle ilgili birçok yalan dolan haberler paylaşırken, ben ne hikmetse onların depremzedelere tek bir desteğini duymadım ve görmedim. Bunlar her zaman olduğu gibi kuru eleştiri peşinde koşmuşlar ve kimseye de bir hayırları dokunmamıştır. Bu toplum bunları iyi biliyor ve tanıyor.
Her zaman söylerim bir adamda kıskançlık, haset, tarafgirlik ve inat varsa o kimseye asla doğruyu anlatamazsın. Bunlar her zaman olduğu gibi yine işin laga lugasını yapan kimselerdir.
Gelelim şu meseleye yahu adam devleti hükümet sanıyor. Yahu devlet demek millet demektir. Devletin kurumlarında görev yapanlar sensin benim ya da senin veya benim evladım. Eğer sen kendine güvenemiyorsan kim sana güvenecek? Elbette hatasız insan olmadığı gibi hatasız hükümette olmaz. Sehven yapılan hata ile bilerek ve isteyerek yapılan hata arasında büyük fark vardır. Bir kimse önce iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batırmalıdır. Bir kimse bir kimseyi eleştirirken, ‘acaba ben mükemmel miyim?’ Diye kendine bakmalıdır. Hani halk arasında bir laf vardır ya; ' bekara göre karı boşamak kolay' diye. Aynı bunun gibi işin mahiyetini bilmeden ahkam kesenlere ne hikmetse hastayım. Lakin. Söz anlayana söylenir kaidesine istinaden, 'ahmaklara en güzel cevap susmaktır' demekten başka da yapacak bir şey yok maalesef. Bu yüzden kırkından sonra huy değişmez deyip bazı adamları da gaale almamak gerek.
Bir de bir kimsenin yaptığı iş veya fiildeki niyeti, o amelin makbuliyeti veya makbul görmemesine sebeptir. Bu yüzden, ‘ameller niyete göredir’ denmiştir.
