Musa Has


15 Temmuz Yıldönümünün Hatırlattıkları?

Bir 15 Temmuz´u geride bıraktık. Unutulmaz acı hatıraların yüklü olduğu bir gündü o gün. Hafızalarımız dipdiri ve daha canlı.


Bir 15 Temmuz´u geride bıraktık. Unutulmaz acı hatıraların yüklü olduğu bir gündü o gün. Hafızalarımız dipdiri ve daha canlı. Çünkü unutmadık ve elbette de unutturmayacağız. İçimizdeki bazı hainlerin ve o hainlere aldanarak onların ağzı ile propaganda yapan ahmakları da unutmuyoruz ve unutturmayacağız.

15 Temmuz etkinliklerindeki coşku Türkiye´deki ve dünyadaki düşmanlarımızı çok korkuttu. Böyle bir milletin inşallah dize gelmeyeceğini gösterdi. İçimizdeki bunca gavur ve gavurseviciye rağmen..

Elbette hatasız insan olmadığı gibi hatasız hükümette olmaz. Nasıl ki şahısların hatası varsa hükümetlerin de hatası olabilir. Çünkü neticede hepimiz insanız ve beşeriz. Ancak hatada ısrar etmek büyük bir hata ve gaflettir.

Bazıları 15 Temmuz nedeni ile ileri geri konuşuyorlar. Biliyorum bunların bazıları gâvurluğundan bazıları da ahmaklığından konuşuyor. Neymiş efendim, ?bu kontrollü bir darbe´ imiş, yâda ?iki dinci grubun çatışması´ imiş gibi ve buna benzer hezeyanları hala konuşanlar var. Bunların bir kısmına cevap vermeye gerek bile yok. Çünkü art niyetli bir hain grubu zaten. Diğer ahmaklara da cevap vermeye gerek yok. Çünkü literatürümüzde ?ahmağa karşı en güzel cevap susmaktır´ sözü güzel bir kaidedir.

Fetö terör örgütü ile ilgili olarak bendeniz bilinçli olarak yirmi yıldır ilmen ve fikren mücadele ediyorum. Çünkü onların ne mal olduklarını Allah bana ihsan ve ikram etti. Fakat taassup olduğu için etrafımdaki insanlara bunu anlatmakta zorlanıyordum. Hatta çok yakınımda iş yaptığım onlardan bir arkadaşa kitap, sünnet, icma ve kıyas ölçüleri içinde delillerle anlatıyordum. Lakin o arkadaş kendisini yanlışa sürükleyen abisine benim anlattıklarımın doğruluğunu danışıyordu. Ben ona, ´yahu ben sana delil sunuyorum ve sen ise gidiyorsun seni yanlışa sürükleyen adama soruyorsun´ dedim. Neyse ki 17-25 Aralık´tan sonra o arkadaş uyandı ve geldi bana, ?yahu abi sen haklıymışsın. Bu adamlar gerçekten şerefsiz ve namussuzmuş´ dedi ve onların şerrinden kurtuldu. Fakat herşey ayan beyan ortaya çıktığı halde hala onların peşinde giden ve onlara taraftar olanlar var. Ben bunları iki kategoride ele alıyorum. Bunlardan birincisi bilinçli hainler, ikincisi de katıksız ahmaklardır.

Geçmişte bunlara aldanan ve namazlı abdestli adamlar sanıp kananlara ve hatasını anlayıp dönenlere bir şey demeye hakkımız yok. Çünkü hatasını kabul eden ve özür dileyene bizim kültürümüzde geçmişiyle vurulmaz. Lakin asıl bela, bir şeyin açık ve seçik içyüzü belli olduktan sonra, onlara taraftar olup destek olmak şerefsizlik ve en büyük ihanettir. Böyle adamlara asla müsamaha ile bakılamaz.