Musa Has


Hak, Hakka Hürmet Edene Söylenir

Bana bazı dostlarım neden fikirlerini yazmıyor ve açıklamıyorsun diye bazen sitem ediyorlar.


Hak, Hakka Hürmet Edene Söylenir

Bana bazı dostlarım neden fikirlerini yazmıyor ve açıklamıyorsun diye bazen sitem ediyorlar.

Aslında düşüncelerimi ehil ve erbab olanlarla hakkı arayan ve talep edenlere anlatıyorum. Çünkü talep etmeyene ve ehil olmayana hak ve hakikati anlatmak hakikatin değerinin düşmesine sebep olacağından, bir mütefekkirin dediği gibi, “haksızlığı hak iddia edenlere karşı hakkı müdafa etmek hakka karşı bir hürmetsizliktir.” olduğu cihetle herkese herşeyi anlatmayı uygun bulmadığım ve işte bu yüzden de herkese herşeyi anlatmayı uygun görmüyorum.

Toplumda oluşan bağnazlık ve taassup o hale geldi ki, herkes kendi düşüncesini doğru kabul edip karşısındakini yanlış kabul ediyor. Hiç kimse de gerçek hak ve doğru nedir? Diye akıl etmiyor ve sürekli kendini haklı ve hak görüyor.

Beşeri sistemler ve izm'lerin peşinde gidenler taassupvari kendi düşüncelerini haklı buluyor ve başka düşünceleri ise haksız buluyorlar. Halbuki hiç kimse, yaratılış gayelerini inceleme ya da bizim bu dünyaya geliş gayemiz nedir ve bu alemin neden ne için yaratıldığı gibi sorulara cevap aramazken ve muhteşem bir sanatı ilahi olan insanın da bu dünyaya gönderilmesinin hikmetini düşünmek için bile az bir gayret sarf etmezken, bütün gaye ve idealini dünyayı elde etmek ve sadece midesini düşünmeye hasredenlere karşı hakkı söylemek ve savunmak boş yere vakit harcamak anlamına geliyor. Zira çoğumuz kutsal kitabımız Kur’ân-ı Kerim'in buyurduğu gibi, ‘insan zalimdir’ insan cahildir' ‘insan akıl etmez’ hitaplarına muhatap olduğumuzu unutuyor.

Kendini yaratanın emirlerini dinlemeyen yasakladıklarından uzaklaşmayan insanlar hem kendilerini ve hem de toplumu içinden çıkılmaz bir hale sokuyorlar. Nefsinin isteklerine esir olmuş olan insan oğlu öyle manevi bir sarhoş olmuş ki artık akli meleklerini kullanabilme becerisini kaybederek, suçu uyduğu nefsine ve kendine değil başka bahanelere sığınarak sorumluluktan kaçmaya çalışıyor. 

Vicdanı ve fıtratı bozulmuş bir insanın hem kendine hem de topluma zehir olduğunu en ami ve cahil bir adam dahi bilirken, toplumsal hastalığın sebeplerini ve o hastalığa neden olan etkilerin ne olduğunu değil, daima kusur işleyenleri nazara vermenin, başka bir hastalığı ya da o hastalığın yayılmasını isteyen art niyetli kimseleri ve o kimselere alet olanları gösterir. Bunu manevi sarhoş olmayan, vicdanı ve fıtratı bozulmayan ve de azıcık bir basireti olan herkes bilir.