11347,70%0,30
40,83% 0,12
47,84% 0,95
4431,67% 0,84
7119,18% 0,73
MUSTAFA ÖDÜLÜ 2025'TE TAHRAN’DA DÜZENLENECEK
İslam medeniyetinin bilimde altın çağına sahne olan dönem, İbn-i Sina, Farabi, Harezmî, Râzî, Nasîrüddin Tûsî ve İbn-i Heysem gibi isimlerin insanlığın ortak bilgi mirasına bıraktığı katkılarla hafızalara kazındı. Bu tarihi mirası modern bir vizyonla canlandırma amacıyla 2012 yılında kurulan Mustafa Bilim ve Teknoloji Ödülü (Mustafa Prize), İslam dünyasında yeniden doğuş arayışının merkezinde yer alıyor.
Mustafa Bilim ve Teknoloji Vakfı (MSTF) tarafından iki yılda bir verilen ödülün altıncı töreni, 8 Eylül 2025'te Tahran'da düzenlenecek. Vakıf, ödülü “İslam medeniyetinin 12 asırlık büyük bilim ve teknoloji medeniyetini yeniden canlandırma” vizyonuyla tasarladı. Ödül, bilimin soyut dünyasından çıkarak insan yaşamına doğrudan etki eden ve somut fayda sağlayan çalışmalara odaklanıyor. Yaşam ve Tıp Bilimleri, Bilgi ve İletişim Bilimleri ve Nanobilim gibi alanlarda çığır açıcı yenilikler ödüllendiriliyor.
STRATEJİK TASARIM
Adaylık sürecindeki ikili yapı, stratejik bir tasarıma dayanıyor. Üç ana kategorideki adayların İslam İşbirliği Teşkilatı'na (İİT) üye 57 ülkeden birinin vatandaşı olması şartı bulunurken, din veya cinsiyet ayrımı yapılmıyor. “Tüm Bilim ve Teknoloji Alanları” kategorisinde ise vatandaşlık kısıtlaması olmaksızın Müslüman bilim insanları aday gösterilebiliyor. Bu yapı, İİT ülkelerindeki potansiyeli kucaklarken küresel diaspora ile de bağ kuruyor.
BÜYÜK ÖDÜL
Her bir kategorinin kazananına verilen 500.000 ABD Doları tutarındaki ödül, doğrudan hükümetler yerine “Mustafa Ödülü Yatırım ve Vakıf Fonu” aracılığıyla yüzlerce hayırseverin bağışlarıyla finanse ediliyor. Bu yöntem, siyasi bağımsızlığı koruma stratejisinin parçası olarak öne çıkıyor.
TÜRKİYE FARKI
Türkiye'den bilim insanlarının ödül tarihinde elde ettiği başarılar, dikkat çekici bir tablo ortaya koyuyor. 2017'de Prof. Dr. Sami Erol Gelenbe, bilgisayar sistemlerinin performansını modelleyen “G-Network'leri” ile ödül aldı. 2019'da Prof. Dr. Uğur Şahin, kişiselleştirilmiş mRNA tabanlı kanser aşıları üzerine yaptığı çalışmalarıyla; Prof. Dr. Ümran İnan ise atmosfer fiziğindeki temel araştırmalarıyla ödüllendirildi.
Mustafa Ödülü, COVID-19 pandemisinden önce mRNA teknolojisinin önemini öngörerek Prof. Şahin'in çalışmalarını ödüllendirmesiyle dikkat çekti. 2023'te ise Prof. Dr. Murat Uysal, geleceğin 6G ve ötesi teknolojiler için kritik olan “Optik Kablosuz Haberleşme” alanındaki başarılarıyla ödüle layık görüldü.
Ödül, Mustafa Vakfı'nın en görünür girişimi olsa da, geniş bir stratejik ekosistemin parçası olarak işliyor. Bilim ve Teknoloji Değişim Programı (STEP), Toplum için Bilgi Uygulaması ve Kavram Yarışması (KANS) ve Noor Öğrenci Yarışması gibi yan etkinlikler, İslam dünyasında bilim insanları arasında işbirliği ağları kurmayı ve genç nesillere ilham vermeyi hedefliyor.
İSLAM COĞRAFYASINDA YENİ BİR BİLİM İTTİFAKI
Ödül, medyada sıkça “İslam Coğrafyasının Nobel'i” olarak anılıyor. Ancak vakıf yetkilileri, amacın Batı merkezli bilimsel tanınma sistemleriyle rekabet değil, İslam dünyasının kendi bilimsel geleneğini canlandırmak olduğunu vurguluyor. Bu yaklaşım, gelişmekte olan ülkeler arasında “Güney-Güney işbirliği” için bir platform oluştururken, bilimi evrensel bir dil olarak kullanarak İslam coğrafyasında “yeni bir bilimsel ittifak” inşa ediyor.
YAPICI DİYALOG
Özellikle ev sahibi İran için ödül, bilim diplomasisi yoluyla uluslararası alanda yapıcı bir diyalog kurma ve bilimsel itibarını artırma aracı olarak öne çıkıyor. Nature dergisi, 2015'te yayımladığı bir yazıda Mustafa Ödülü'nü “İran'ın bilimsel işbirliğini artırma arzusunun bir göstergesi” olarak yorumladı.
Mustafa Bilim ve Teknoloji Ödülü, sadece bir takdir mekanizması olmanın ötesinde, İslam dünyasında kendine yeten ve uzun vadeli bilimsel ekosistem geliştirmeyi hedefleyen bir projenin vitrini olarak değerlendiriliyor. Türkiye'den çıkan bilim insanlarının başarıları, ödülün en yetkin beyinleri tanıma kapasitesini somut bir şekilde ortaya koyuyor.