Seyfullah Cihad


Yanlışta ısrar etmenin sonu hüsrandır

Günümüz siyaseti insanları öyle bir hale getirdi ki, adeta düşman kutuplar haline döndük.


Yanlışta ısrar etmenin sonu hüsrandır

Günümüz siyaseti insanları öyle bir hale getirdi ki, adeta düşman kutuplar haline döndük. Bu sistem bizi birbirimizden koparıp düşman sınıflar yaptı. ‘Mü’min’ler kardeştirler’ kutsi prensibinden uzaklaşarak, bunun yerine ‘parti kardeşliği’ prensibini getirdik. Bu yüzden kendi partisindeki şeytan gibi adamalara melek, başka partilerdeki melek gibi adamlara şeytan der olduk. Bir de buna inat, haset, kıskançlık ve aşırı tarafgirlik de eklenince neredeyse birbirimizle çatışma durumuna geldik.

Bu durumdan acilen kurtulunmazsa vahim sonuçlar ile karşı karşıya gelebiliriz ve bunun asla geri dönüşü olmaz. Bu sistemin kurucuları, dünyayı yöneten gizli bir hükümet tarafından oluşturulmuş, şimdilerde ise, bu tür sistemleri oluşturan ve dünyayı huzursuzluğa sevk edenlere ‘üst akıl’ tabiri kullanılıyor.

Bu üst akıl dediğimiz kimselerden oluşan gizli hükümet, dünyayı adeta parmaklarında oynatıyor. İşine gelmediği devlet yöneticilerini farklı metotlarla ortadan kaldırıyorlar. Her milletin içinden satın aldıkları ve fikren etkiledikleri kimseleri kullanarak bu işleri yapıyorlar.

Özellikle toplumu yönlendiren ulema, siyasi lider veya aşiret ya da cemaat liderlerini gerek para ve gerekse başka yollarla ikna edip kendi emirlerinde çalıştırıyorlar. Onların peşinde gidenlerde körü körüne bir bağlılıkla gittikleri için, o liderle beraber onlarda yanlışın peşine takılıyorlar.

Onların en önemli silahlarından biri de toplumda doğru bilgiye ulaşmayı engellemektir. Sahte kahramanlar, sahte evliyalar, sahte şeyhler ve sahte hocalar vasıtası ile bu işleri tasarlıyorlar. Tahkik ehli ve araştırıcı olmayan avam tabakası da koyun gibi bunların peşine takılıp gidiyorlar.

Eğer yanlışta ısrar edersek sonumuzun hüsran olacağı bilinmeli ve acil çözüm için kafa yormalıdır.