Hem inancınız, hem kültürümüz yalan ve yalancıya karşı mesafeli olmuş, yalan söyleyen insanlar toplumdan hep dışlanmıştır. Fakat zaman geçtikçe ve toplumda yalan söyleyenler çoğaldıkça, bizde az çok bu işe bulaştık maalesef. Özellikle, son yıllarda sosyal medya kullanımının artması ve yalan söylemeyi, yalanla algı yapmayı ve yalanları yaymayı meslek haline getiren bazı iç ve dış mihraklar, bilerek ve isteyerek yaptıkları bu işe milleti de alıştırmışlardır. Bazıları bilmeyerek, bazıları da bilerek bu işe alet olmuşlardır. Şimdilerde üst akıl dediğimiz ve önceleri ise dünyayı yöneten gizli bir hükümet olarak bilinen bu güçler, ne yazık ki artık yalanı ve yalan söylemeyi en büyük strateji kabul etmişler ve toplumu da bu hastalığa düçar etmişlerdir. Bugün ise ülkemizde, bu yalan işi en çok siyasette gezmekte ve herkes muhalifi hakkında bir yalan uydurup bunu da yayarak, siyasi menfaat elde etme peşindedir. Yine bunu doğru sanıp bilmeyerek birçok saftirik de bu yalanı paylaşıp bu yalanın yayılmasına alet olmaktadırlar. Halbuki yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de, mealen, "size bir fasık haber getirdiğinde hemen araştırıp tahkik edin, yoksa bir kavme zulmetmiş olursunuz" buyrulmaktadır. Yine bir Hadiste," müslümanda her huy bulunur ve her hatayı yapar; ama asla yalan söylemez" denmesi de, bizim ne kadar dejenere olduğumuzun bir delilidir. Bu konuda yapılacak tek şey, bir haber duyduğumuzda onun delilini sormamız gerekir.
