Yüz yıldır büyük bir asimilasyona maruz kalan milletimiz, inancından soğutulmuş ve koparılmıştır. Adeta İslam'a yabani hale getirilen bu asil milletin evlatları, Avrupaperest bir zihniyete bürünmüştür.
Fetö gibi oluşumlarla İslamiyet'in içi boşaltılarak, ılımlı İslam namında uydurma bir din ihdas edilerek, bu uydurma dine millet kanalize edilmiştir.
Gerçek İslam'ı ders veren alimler ise, susturulmuş ve bozuk düzen kitaplar piyasaya sürülerek beyinler allak bullak edilmiştir. İpi dış güçlerin elinde olan bazı ilahiyatçılar ise, TV kanallarında boy göstererek milletin inanç ve itikatlarının bozulmasına sebep olmuşlardır.
İslam'la alakası olmayan kurum ve kuruluşlar halka şirin gösterilmiş ve adeta Müslümanlığın temsilcisi olarak tanıtılmıştır.
Gerçekten Kuran ve sünneti delil kabul eden, sahabenin icmaını rehber bilen ve dört mezhebin içtihatlarına safiyane ittiba edenler ise, dışlanmış ve milletin kahir ekseriyetinin itikatları zirüzeber edilmiştir.
Gerçek İslam'a yabani olan bu millet, gerçek İslam'a öcü gibi bakmaya başlamış ve bunu yok sayarak, imanını tehlikeye atmıştır.
Afganistan'da İslami hükümleri esas alan ve İslamiyet'in hükümleri ile hükmedileceğini açıklayan Taliban yönetiminin Afganistan'a hâkim olmasını hazmedemeyen bazı dinsizlerin tepkisini anlıyoruz da, fakat kendine Müslümanım diyenlerin buna tepkisi ise bizi şaşırttı. Halbuki gerçek İslam'dan kim korkar ki? Ancak hırsızlar, katiller, tefeciler, zaniler, sarhoşlar ve yalancılar korkar. Yoksa namuslu adam neden İslam'dan korksun ki, işte bu Taliban korkusu şunu gösterdi ki: Harbi kafirler zaten biliniyordu ama; bazı münafıkların açığa çıkmasına sebep oldu.
