Musa Has


Dostu düşmanı bilmemek ahmaklıktır

Bu zamanda beyinler öyle karışmış ki, dost düşman, düşmanda dost bilinir olmuş.


Öyle çetin ve zor bir zamanda yaşıyoruz ki, akıllar tutulmuş, zihinler allak bullak olmuş ve istikametli düşünebilme kabiliyeti yok denecek kadar azalmıştır.  Başka bir deyişle kurnazlık akıl zannedilmiş, çogumuz hakikatlerden fersah fersah uzaklamışızdır.

Bazı alimlerin tespitine göre, 'insanları yüzde sekseni ehli tahkik yani araştırırcı olmadığı ve körü körüne bazı kimseleri taklit ettiği için, aklını ister istemez o kimselerin cebine koymuştur. O ne derse doğru kabul edilmiş ve onun yanlış ve doğruları ile hareket edilmiştir.

İşte asıl tehlike de burada yatmaktadır. Toplumu yönlendiren ve akil insanlar olarak kabul edilen ve toplumun yüzde seksenini tesir altına alan kimselerin, ne acı ki büyük bir bölümü boş ve bilgisiz insanlardan oluşmaktadır. Bu yüzden de toplumun yüzde sekseni pusulasız gemi gibi nereye gittiğini, ne yaptığını ve nasıl düşündüğünü bilmemekte adeta ot gibi bir bitkisel hayat yaşamaktadır.

Burada devletin büyük hatası vardır. Zirü zeber olan eğitim sistemi ve müfredattaki yanlışlar toplumu bu hale getirmiştir. Acilen ders kitapları ve müfredat gözden geçirilmelidir. Toplum olarak kültür, inanç, örf ve adetlerimizden tamamen koparılmış bir gençlikle karşı karşıyayız. Bu hal böyle devam ederse elli yıl sonra soyunu sopunu inkar eden bir nesille karşılaşırsak şaşmamak gerekir.

Bu dejenerasyondan kurtulmanın tek çaresi özümüze dönmek ve buna mani olan her şeyi de ortadan kaldırmak icap eder. Düşmanlarımız boş durmuyor. Bizi inaç ve kültür olarak kendilerine benzetip o potada eriterek, dünyayı esas maksat yapan ve ideallerden uzaklaşan sürü bir topluluk oluşturma peşindedirler. İnancımıza göre, bunlardan bize asla dost olmaz ve bunlar asla iyiliğimizi istemezler. Hem öyle yozlaştık ki, içimizde adı bizden, kendi bizden fakat aklı ve fikri  ecnebi olmuş kimselerin hayli çoğalması ve gavura alenen hizmet edenlerin mevcudiyeti de, bu yozlaşmaya en büyük delildir.