Musa Has


DOĞRU İLE YANLIŞI AYIRT ETMEK

Atalarımızın ‘at gözlüğü’ ile bakmak dedikleri olay bu olsa gerek. Olayları, hadiseleri ve yapılan muameleleri değerlendirirken belli kıstaslara göre değerlendirmek icap eder. Yoksa nefsani, hissi ve şahsı değerlendirmeler, insanın yanlış hüküm vermesine sebep olur.


DOĞRU İLE YANLIŞI AYIRT ETMEK

Atalarımızın ‘at gözlüğü’ ile bakmak dedikleri olay bu olsa gerek. Olayları, hadiseleri ve yapılan muameleleri değerlendirirken belli kıstaslara göre değerlendirmek icap eder. Yoksa nefsani, hissi ve şahsı değerlendirmeler, insanın yanlış hüküm vermesine sebep olur.

Ne yazık ki bugün ise, bakış açımız ve hadisatı değerlendirmemiz, atalarımızın dediği gibi at gözlüğü ile bakarak şahsi ve sübjektif bir değerlendirme ile olmaktadır. Çünkü taraftarlık, inat, haset, kıskançlık ve düşmanlık damarlarımıza o kadar işlemiş ki, neredeyse bizde kalıcı bir huy ve karakter haline gelmiştir. Bu yüzden etrafa da hep bu huy ve karakter yapımızla bakıyoruz. Taraf olduğumuz şeyde bin yanlış ve kusur da görsek, bunu bin te'vil ile çarpıtıp doğru olduğuna hem kendinizi hem de başkalarını inandırmaya çalışıyoruz. Halbuki insaf ve aklı selim sahibi bir kimse böyle davranmaz.

Bir şeyin iyiliği ve doğruluğu ya ispatlanmış bilimsel verilere ya da yaratanın koyduğu esaslara dayanır. İşte biz bir şeyin iyiliğini ve doğruluğunu değerlendirirken, bu kıstasları esas almamız lazımdır. Yoksa yanılma oranımız yüzde yüz olabilir.

Yaradan insana hem akıl hem de vicdan diye bir terazi vermiş. Eğer kıstaslara vurma kabiliyetin ve becerin yoksa dahi yaratanın bize ihsan ettiği akıl ve vicdan terazisi ile hadisatı tartmamız gerekir. En azından bu yol daha istikametli bir yoldur. Nefsani ve hissi düşüncelerden uzak olmak, akıl ve vicdan terazisi ile olaylara bakmak ve yine şer’i ölçü ve kıstaslar ile ilmen ispatlanmış verilere göre değerlendirmek daima sizi doğruya ulaştırır.