Beyşehir´e Sahip Çıkmak?
Geçenlerde bir muhtarımızla sohbet ederken, tarihi bir meseleyi de anımsatan bir olaydan bahsetti. Hani meşhur şu fil hikâyesi var ya? Aynen onun gibi işte?
Mahallenin sorunlarını yetkililere iletmek üzere, toplu halde o yetkiliye, o sorunları dile getirmek için gittiklerinde, hemen orada mahallenin sorunları bir kenara bırakılarak, şahsi sorunların dile getirilmesi, memleket sorunlarına ne kadar duyarlı olduğumuzu gösteriyor.
Eğer siz bir milletvekiline veya bir belediye başkanına oyunuzu sırf şahsi sorunlarınızın çözülmesi için destek ve oy veriyorsanız. Sizin doğru yolda olduğunuz söylenemez.
Elbette bir milletvekili veya bir belediye başkanı vatandaşın şahsi sorunları ile de gücü yettiği nispette ilgilemek zorunda; ama asıl görevi umumun hizmetine bakmasıdır.
Bizde toplum olarak bir hastalık var. Nedense her şeyi devletten bekleme gibi bir alışkanlığımız ve bu alışkanlık adeta bizi çepeçevre kuşatmış gibi?
Aslında devlet-millet işbirliği ile nasıl büyük işlerin üstesinden geldiğimizi son olarak 15 Temmuz´da gördük. Böyle bir birlikteliğin daha büyük meseleleri nasıl halledeceğini bize gösterdi.
Oturduğumuz yerden ahkâm kesmek ve dedikodu yapmak kolay. Lakin bir sorunu birkaç aklı başında insan, o sorunun çözümlenmesi için rahatlıkla yetkiliye ulaştırabilir. Eğer o sorunu çözmede o yetkili aciz kalır veya çözme konusunda üstüne düşeni yapmazsa, o vakit daha üst bir makama veya onun da üstü bir makama o sorun iletilebilir.
Her toplumda bazen aykırı, geveze veya her şeye karışan aykırı insan tipleri vardır. Bu tipleri toplum olarak çoğu zaman devamlı dışlar veya önem vermeyiz. Fakat o insanların eleştiri ve konuşmaları birçok sorunların çözülmesine sebeptir. Çünkü o konuştukça o sorunlar herkesin ağzında sakız olmaya başlar ve yetkililer de bu kadar çok konuşulan mevzuyu halletmek zorunda kalır.
Eğer şahsi menfaatlerimizin yok olması veya şahsi menfaatlerimizi elde edememe gibi bir düşüncemiz varsa, o zaman lütfen oturduğumuz yerden ahkâm kesip dedikodu etmeyelim. Ya sorunları mertçe yetkililere ulaştıralım yâda susalım.
Bu ülke bizim olduğu gibi bu ilçe de bizimdir sahip çıkmalıyız. Tabi ki yıkarak değil yaparak..
