Musa Has


BENCE...

Söze, 'bence' diye başladım. Biliyorum çoğunuz merak etti. Evet bence diyorum. Çünkü herkesin kendine göre bir bakış açısı ve olayları değerlendirişi vardır.      


BENCE...

Söze, 'bence' diye başladım. Biliyorum çoğunuz merak etti. Evet bence diyorum. Çünkü herkesin kendine göre bir bakış açısı ve olayları değerlendirişi vardır.       

 İnançlı insanlar, hakikatperest olanlar ve her olay ve hadise karşısında sebeplerin arkasında iş gören güç ve kuvveti görenler bizim asıl muhatabımızdır. Zira, inancı olmayan ya da zayıf olanlar hep sebeplere takılıp hüsrana uğramıştır.    

Çünkü Yüce Yaradan Kur’an-ı Kerim’de: “Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir; kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar.” (Şûrâ Suresi – 30) Buyurmaktadır.

Demek bugün çektiğimiz maddi ve manevi sıkıntı ve zorlukların sebebini hep başkalarına yükleyip kendi gözümüzdeki merceği görmezsek, hata eder ve yanlış değerlendirmelere maruz kalırız.

Allah yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de yine şöyle buyurmakta; “Ey müminler, (itaatkârı âsi olandan ayırd etmek için) sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve mahsüllerden yana eksiltme ile, andolsun imtihan edeceğiz. (Ey Habibim) sabredenlere (lütuf ve ihsanlarımı) müjdele.” (Bakara Suresi: 286)

“ And olsun ki, Mallarınız, Kazançlarınız ve Canlarınız konusunda denenmektesiniz, İmtihandasınız, Şayet, Kanaat eder, Sabreder ve sakınırsanız işte bu, azme değer, Mükafat karşılığı olan işlerdendir,” der,    ALİ İMRAN SURESİ AYET 186

“ İnsanı, Gerçekten bir Meşakkat, Zorluklar, Yokluklar, Hastalıklar içinde olacak şekilde yarattım,”der, BELED SURESİ AYET 4

“ Şüphesiz, İnsanoğlu, Rızık için, Kazanç için, Çok Hırslıdır, Çok Doyumsuzdur ve Çok Sabırsızdır,” der, MEARİC SURESİ AYET 19

 “ Şüphesiz, rızık için, kazanç için, İnsan Pek Hırslıdır, Pek Doyumsuzdur ve Pek Sabırsızdır,” “ Şüphesiz İnsan Rızkında, Kazancında, Kendisine bir darlık geldiğinde, Sağlıklı olduğu halinden, bir Hastalık geldiğinde Sızlanır ve Devamlı Şikâyetçi olur, “ der, MEARİC SURESİ AYET 20 ve 21

“ Biz insana tarafımızdan başına gelen bir sıkıntıdan sonra bir nimet tattırırsak, Kötülükler başımdan gitti der, şımarır öğünürsünüz, Nimeti Taktir edip vereni unutursunuz,” “ Biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırır, sonra onu geri alırsak, HUD SURESİ AYET 10 ve 9

“Biz İnsanı İmtihan etmek için Yarattık, İnsanı Gören ve İşiten Yarattık, Sonra İnsana Doğru yolu gösterdik, Lakin Çoğu İnsanlar Şükredici, Hamdedici, Kanaat getirici İnsan olmak yerine, Nankörlüğü seçtiler, “ der, İNSAN SURESİ AYET 2 ve 3

“ Zira İnsanoğlu Çok Nankördür, “ der,  İSRA SURESİ AYET 67

“Görmezler mi ki Allah rızkı dilediğine bol veriyor, dilediğininkini de kısıyor? Kuşkusuz bunda iman eden kimseler için ibretler vardır.” (Rum Suresi 37)

“O halde akrabaya da hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. Bu, Allah’ın hoşnutluğunu isteyenler için en iyisidir. İşte gerçek kurtuluşa erenler de onlardır.” (Rum Suresi 38)

Sahabeden Abdullah Bin Zeyd (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, “Ümmetimin Azabı, (Hastalıklar, Darlıklar, Yokluklar, Kıtlıklar gibi musıbetlerle, ) Dünyada iken verilir.”  

Sahabeden Ebu Bekir Sıddıyk (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, “ Mü’minlerin Başına gelen Belalar, Musibetler, Hastalıklar, Üzüntü ve Kederler, Müminlerin yaptığı Günahların, Kötülüklerin Cezasını Dünyada çekmesidir, Allah Müminlere bir kısım Cezalarını Dünyada gördürür ve Öldüğünde Allaha Günahsız olarak kavuşur.  Kafir Olanlara gelince, Allah Azze ve Celle, Kafirlerin, Münafıkların dünyada iken yaptıklarını biriktirecek, Kıyamet Günü, Mahşer Günü, Hesap günü, Dünyada yaptıklarının Cezasını, Birikmiş şekilde ve katmanları ile çekecektir. “   

Sahabeden Abdurrahman Bin Abdi Rabbil Kabe (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, “ Ümmetimin başına, hoşlanmayacagı ve bela olacak bir takım fitneler, Krizler, Karışıklıklar, Buhranlar, Terör, Musıbetler, Hastalıklar, Darlıklar, Kıtlıklar muhakkak gelecektir, ders almadığınız sürece bu böyle devam edip gidecektir.”

Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, “ Mümin Erkek ve Mümin Kadınların başına, Allah Zül Celale kavuşacağı güne kadar, ya kendisinde ya çocuğunda veya malında mutlaka sıkıntı gelmeye devam edecektir.“

Sahabeden Muhammed Bin Halid (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, “ Allah Zül Celal Size, Mal vererek veya Malınızı alarak, Sıhhat vererek veya Hastalık vererek, Musibet vererek, Çocuk vererek veya vermeyerek veya Çocuğunuzu alarak, Ömrünüzün Sonuna kadar Sizi İmtihan, İmtihan eder, Kendisine Hamdetmenizi bekler, Kulun İmtihandaki vazifesi ve Allah Zül Celale Hamd etmesi, Kendisine gelen Felaketler, Musıbetler, Hastalıklar Üzerine Sabretmesidir, Kendisine gelen, Kazançlara, Sıhhatlere, Çocuklara karşılık, Tüm Benliği ile Allah Zül Celalin ve Habibi Rasulu Zişan Muhammed Aleyhisselamın Emir ve Yasaklarına Gücü yettiği kadar Riayet etmesi, Yapınız dediklerini yapması, Yapmayınız dediklerini yapmaması, İbadetlerini yerine getirmesidir, Doğru Amelleri ve İbadetleri ile Allah Zül Celale Hamd etmesidir. ”

Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, “ Mükafatlarınızın Çokluğu, Başınıza gelen Musibetlerin, Hastalıkların Büyüklüğü, Çokluğu ile beraberdir, Allah Zül Celal, Sevdiği Bir Toplumu, Sevdiği Bir Kulunu, Sıkıntı, Bela, Musibet ve Hastalıklarla İmtihan eder, Her Kim ve Topluluk, İmtihan edildiği Sıkıntılara, Belalara, Musibetlere ve Hastalıklara, Sabreder ve İtaat ederse, Allah Zül Celalin Mükafatının Büyüklüğü, O Kimseyedir, Her Kim ve Toplulukta, İmtihan edildiği Sıkıntılara, Belalara, Musibetlere ve Hastalıklara, Öfkelenir, Sokranır, ve Allah Zül Celale dahi İsyan ederse, Allah Zül Celal de O Kimseye Öfkelenir ve Gadabı, Gazabı ve Büyük Azabı O Kimseyedir.“

Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, “ Yorgunluk, Sürekli hastalık, Tasa, Keder, Sıkıntı ve Gamdan, Ayağına batan dikene varıncaya kadar, Müslümanın başına gelen her şeyi, Allah, onun Hatalarını,  Günahlarını bağışlaması için vesiledir. “

Sahabeden Ebu Said (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, “ Allah Zül Celal, Bende olan Hayrı Ben Kullarımdan asla saklamam, Her Kim iffetli olmak ve kalmak isterse, Ona İffet veririm, Her Kim Benden Mustağni kalmak isterse Onu Gani kılarım, Her Kim Sabretmek isterse, Onu sabırlı kılarım, Hiç bir kimseye Hayır cihetiyle, Sabretmekten daha geniş ihsan vermedim.“

Sahabeden Enes (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, “ İki ses dünya ve ahirette mel'un olacaktır, kendinse verilen nimetlere çalgı çalarak eylenmek Kendisinin kazandığını zannetmek, Kendisine gelen musibette feryat etmek, asi olmak, sabretmemek.”

Sahabeden Enes (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, “ Allah Zül Celal “ Kullarımdan birine, bedeninde veya evladında veya malında bir musibet tevcih ettiğimde, o da onu sabrı cemille karşıladığında, kıyamet günü haya ederim, onun için ne defter açarım, ne de mizan dikerim.”

Biz insanlık olarak ve toplum olarak topyekûn haktan saltık. Rabbim de insanlığı maddi ve manevi olarak sıkıyor ve daraltıyor. Ne zaman ki biz gerçek istikameti bulduk ve o zaman maddi ve manevi huzura erişeceğiz.