Seyfullah Cihad


BİZİ KİMLER YÖNETİYOR?

Yazının başlığını okuyunca hemen aklınıza şuan ki siyasi liderler gelecek. Aslına bakarsak benim asil konum bu değil. Elbet bizi idare edenlerden biriside siyasilerdir. Yine bunlardan biri de aile büyüklerimiz yani evin reisleridir. Ama bütün bunlar bizim


                                     BİZİ KİMLER YÖNETİYOR?                                          

     Yazının başlığını okuyunca hemen aklınıza şuan ki siyasi liderler gelecek. Aslına bakarsak benim asil konum bu değil. Elbet bizi idare edenlerden biriside siyasilerdir. Yine bunlardan biri de aile büyüklerimiz yani evin reisleridir. Ama bütün bunlar bizim konumuz dışındaki şeylerdir.

            İnsanların yüzde seksenlik bir bölümü maalesef ve acıdır ki araştırmacı değildir. Körü körüne hareket ederler. Tabiri caizse toplum psikolojisine göre davranır. Mesela koyunlar gibi. Biri gitti mi öbürleri de arkasından gider. Nereye gidiyoruz? Düşüncesinden uzak bir tavır sergilerler.

              Bugün ki toplumumuza baktığımızda aslında bu gerçeği hepimiz görebiliriz.    Bizi yönlendirenlerin başında ise medya vardır. Bunların görseli yazılısına nisbetle biraz daha etkili olduğu göze çarpıyor. Halkın büyük çoğunluğu medyaya göre düşünüyor ve söylüyor.  Onlar olayları nasıl yansıtıyorsa öyle inanıyorlar.  Çoğu kimse olayın doğruluğunu ve eğriliğini araştırmaya adeta tenezzül etmiyor. Onlar neyin hakkında bir hüküm vermişse veyahut neyi haklı veya haksız gördüyse onu haklı veya haksız görüyorlar.

             İşin başka bir boyutu bizlere şeyhler, hocalar, eşraf ve bir takım kabadayı kılıklı insanlar yön vermektedirler.  İyi ile kötüyü ayıracak bir ilme ve tecrübeye sahip olmadığımız için adeta onlar gibi düşünüyoruz.

            Hak ve hakikatte öyle uzaklaşmışız ki, dünya ve ahiret selametimizin   yegane sebebi vahy-i semavi olduğu halde vahy-i semaviyi dinlemeyip başımızdaki hocaların, şeyhlerin ve büyük gördüğümüz kimselerin sözlerine itibar ediyoruz..

       Bakınız yüce kitabımız Kur´an da; aşağıda da izah edileceği üzere onlar ahbar ve ruhban denen alimlerini ve azizlerini Allah´a şerik tutuyorlar. Yani alimleri haramı helal ve helali haram ediyorlar, Tevrat ve İncil´deki ahkama uymadan kendi hevalarından hüküm koyuyorlar, onlarda bunlara ittiba ediyorlar. Böylelikle Allah´ın kitaplarına ve bu kitaplardaki kanunlarına iman etmeyip ahbar ve ruhbanlarını rab ittihaz ederek şirke düşüyorlar. Çünkü Cenab-ı Hak şöyle ferman ediyor:

           ?Yoksa kâfirler bazı reislerini teşri´de (hüküm koymada) Allah´a şerik mi tutuyorlar ki o şerikler de Allah´ın uluhiyetinin sıfat-ı hassası olan teşri´ hakkını kendilerine tahsis ederek, Allah´ın teşri´ etmediği şeylerle hükmediyorlar.? (Yani uluhiyetlerini i´lan ediyorlar, etbaları da bunları kabul ederek müşrik oluyorlar.)

                                    (Beyzavi- ibni Abbas-Şura -21)

              Şimdi ise biz de aynı duruma düşmedik mi? Başımızdaki bizi yönlendiren şahıslar bir şeyi helal etti mi helal, haram etti mi haram ediyoruz..Şahısların sözlerini kitap, sünnet icma ve kıyasa göre değerlendireceğimiz yerde onların sözlerini bu sayılanlara uyduruyoruz.

    Elbette hak ve hakikate yani Kur´ana sünnete, icma ve kıyasa göre konuşan ulema ve şeyhlerimiz vardır.Ama bunların azınlıkta olduklarına inanıyorum.Onlarda zaten doğruyu açıktan konuşamıyorlar.Açıktan konuşsalar iki ateş arsında kalacaklar. Yani ya sahte hocalar yada bazı güçler onlara mani olacaklar.

         Günümüzde dini bozan, dinden taviz veren, dini kuralları kafasına göre hafifleten hoşgörücü ve ılımlı hocaları iç ve dış güçler destekleyip medya aracılığı ile şişiriyorlar.

        Ama şunu unutmayalım ki, dinin koruyucusu Allah´tır. Allah dinini bozdurmaz. Dini tahrif edip bozmaya çalışanlar manevi cenuptan müthiş tokat yerler.

      Dinde taviz verme yetkisini Allah Peygamberine vermemişken ve bununla ilgili ayetler varken dinden ha bire taviz verenleri anlamakta zorlanıyoruz. Bunlara göz göre göre uymanın ise insanı helak edeceğini görmezlikten geliyoruz.

    Şunu iyi bilmek gerekir ki: Dini kaynaklara değil de şahsi görüşlerine göre hareket edenler büyük zarar ederler.